Ayşenur Halil

İstanbul'da Korkunç İki Kadın Cinayeti: Semih'in Sırrı Ne?

Fatih'te yaşanan dehşet verici cinayetler sonrası Semih Çelik’in hayatında neler oluyor? Detaylar burada!

İstanbul'un kalbinin attığı yerlerden biri olan Fatih, geçtiğimiz günlerde kan donduran bir olaya ev sahipliği yaptı. 19 yaşındaki Semih Çelik, kısa bir zaman diliminde iki kadın cinayeti işledi. İlk olarak, eski sevgilisi olduğu belirtilen İkbal Uzuner’i vahşice öldürdü; ardından, Eyüpsultan’da Ayşenur Halil’i canice katletti. Bu korkunç olay, semtte yaşayanların yankılanan seslerini peşinden sürükledi, herkes "neler oluyor?" diye birbirine sordu. Semih'in öne çıkan bir diğer özelliği ise kasap olmasıydı, yani hayatının bir bölümünde insan etine veda etmesi gerektiği, belki de bir hisle yaşamını sürdürmeye çalışıyordu.

Olayın detayları, cinayetlerin işlendiği noktalarla birlikte daha da korkunç hale geldi. İkbal Uzuner’in başı kesilirken, Semih’in bu vahşi davranışını gerçekleştirdiği yer Edirnekapı surlarıydı. Tam yarım saat sonra, genç adamın Ayşenur Halil’i akıl almaz bir öfkeyle katledip sona erdirmek istemesi, herkesin kafasında soru işaretleri bıraktı. Sadece cinayetler değil, öteki kadınların yaşama hakkı, sosyal medyada büyük yankı buldu. Hatta başka bir sosyal medya fenomeni, "Ben de kasap olur muyum?" tarzında bir paylaşımda bulundu ama durumu alaya almak bir yere kadar tolerans sınırını aşıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu korkunç seri cinayetler sonrası toplumu bilgilendirmek amacıyla bir yaygın yasak getirdi. Amacın, olayla ilgili gereksiz spekülasyonları önlemek olduğu belirtildi. Semih’in katil ruhu ve nasıl bir içsel çatışma yaşadığını anlamak için henüz çok erken, ancak olayın ardından sosyal medyada birçok kullanıcı, "yalnız değiliz işte!" diyerek farklı paylaşımda bulundu. Bu durum, Türkiye'nin kadın cinayetleri konusundaki acı gerçekleriyle yeniden yüzleşmesine neden oldu.

Son olarak, İstanbul tarihine göz attığımızda, bu tür olayların tekil olmadığını görmekteyiz. Olayın gerçekleştiği Fatih bölgesi, Ülkü Tamer gibi sanatçılardan, farklı tarihlerden eserler çıkaran yazarlara dek birçok ikonik isme de ev sahipliği yapmıştı. Ne acıdır ki, sanat bunun tam karşısında, elimize kanla geçen gerçeklerin yazıldığı bir oblomov biçiminde kalmaya devam ediyor. Bu tür cinayetler, yalnızca bireylerin değil, toplumun da travmalar yaşamasına neden oluyor, bu yüzden hepimizin bu ofiste çözümler üretmemiz gerekiyor.