Fuat Keyman

Fuat Keyman’la Bilim Dünyasında Bir Dönem Kapanıyor!

Siyaset biliminin duayenlerinden Fuat Keyman, 65 yaşında hayatını kaybetti. Onun mirası ve bilim camiasına katkıları her zaman hatırlanacak!

Prof. Dr. Fuat Keyman, Türk akademik dünyasının önde gelen isimlerinden biri olarak, hayatını kaybetti. İstanbul Politikalar Merkezi’nin de yöneticisi olan Keyman, sadece siyasette değil, sosyal bilimler alanındaki derin çalışmalarıyla da tanınan bir akademisyendi. 1981 yılında lisans, 1983 yılında yüksek lisansını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde tamamlayan Keyman, pek çok uluslararası projede yer aldı ve Türk sosyolojisine önemli katkılarda bulundu.

Keyman, uzun bir süredir kanser tedavisi görmekteydi ve bu zorlu savaşı 65 yaşında kaybetti. Bilim Akademisi üyesi ve Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı olarak görev yapan Keyman, Türkiye’deki demokratik süreçler, ticaret ve sosyal gelişim konularında çalışmalarını sürdürdü. "Global Turkey in Europe" ve benzeri önemli eserlerinin yanı sıra, yurtiçindeki ve yurtdışındaki birçok akademik yayın ve seminerle adından söz ettirdi.

Aynı zamanda siyaset bilimci kimliğinin yanı sıra, bir yazar olarak da tanınan Fuat Keyman, özellikle Türkiye-AB ilişkileri ve Kürt meselesi üzerine yaptığı analizlerle dikkat çekti. Kitaplarıyla pek çok kuşağın düşünce yapısını zenginleştiren Keyman, akademik kimliğini halkla da paylaşarak sosyolojiyi halkın gözünde daha ulaşılır kılmaya çalıştı. Ölümsüz eserleri, yeni nesillere ışık tutmaya devam edecek.

Fuat Keyman’ın hayatı, bilgilendirici ve öğretici eserleriyle doluydu. Projeleri ve öğretim yöntemleriyle birçok genç akademisyenin yetişmesine katkı sağladı. Onun hatırası, sadece kendi çalışmalarında değil, bilimin her dalında kalıcı olarak yaşamaya devam edecek. Keyman, Türk akademik camiasında derin izler bırakmış bir figür olarak, her zaman saygıyla anılacak.

İlginç bir şekilde, birçok bilim insanı gibi Fuat Keyman da genç yaşta akademik kariyerine başlamıştı. Siyaset biliminin temellerini atan isimlerden biri olarak tanınması, Türk sosyal bilimciliği için bir dönüm noktasıydı. Ayrıca, Türkiye’de akademik kariyerin bu kadar prestijli hale gelmesinde de önemli bir rol oynamıştır!