Haluk Bayraktar

Haluk Bayraktar'dan Cesur Çıkış: "Onlara İnat Üreteceğiz!"

Savunma sanayisinde bağımsızlık için kararlı adımlar atılıyor! Haluk Bayraktar, hain saldırılara meydan okudu!

Savunma sanayisi, bir ülkenin geleceğinde kritik bir rol oynayan bir sektördür. Bu bağlamda, Türkiye'nin küresel ölçekteki etkisini artırmaya yönelik önemli adımlar atan Haluk Bayraktar, bu yıl 4'üncüsü düzenlenen SAHA EXPO 2024'de, TUSAŞ’a yapılan hain saldırıya dair cesur bir duruş sergiledi. Bayraktar, "Bu hain saldırı sonucunda Türkiye'nin milli hedeflerine ulaşmak için daha fazla çalışacağız," dedi ve ülke genelinde bu tür girişimlere inat büyük üretim hedeflerini vurguladı.

TUSAŞ'ın çalışanları için seçtiği bu güçlü üslup, sadece saldırıların etkisini kırmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'nin savunma sanayiindeki kararlılığını pekiştiriyor. Baykar olarak, bağımsız bir savunma sanayii oluşturma hedefleri üzerine kararlılıkla durduklarını ifade eden Bayraktar, "Olan biteni asla unutmayacağız ve bu hain girişimlere rağmen daha fazla ürün geliştirmeye devam edeceğiz!" diyerek büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Bu yılki SAHA EXPO, sadece savunma sanayisindeki son gelişmelerin sergilendiği bir platform olmanın ötesine geçti. Hem Haluk Bayraktar hem de kardeşi Selçuk Bayraktar, KIZILELMA projesine ilişkin önemli mesajlar vererek, milli teknolojiyi daha ileri taşımak adına yoğun çalışmalar içerisinde olduklarını dile getirdi. Özellikle Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) gibi şirketlerin, bu tür tehditlerle mücadeledeki kararlılıkları, Türkiye'nin geleceği açısından büyük bir umut kaynağı.

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, sadece bir iş insanı olarak değil, aynı zamanda ulusal bir kahraman gibi bir duruş gösteriyor. TNT’nin (Türk Nezaket Teşkilatı) çalışmalarıyla Türkiye'nin savunma sanayisinde geldiği noktanın altını çizen Bayraktar, dışa bağımlılığı tamamen ortadan kaldırmanın bir yolu olarak yerli ve milli üretimi vurguladı.

Bunların yanı sıra, Türkiye'nin savunma sanayi ihracatının yıllar içinde 5,5 milyar dolara ulaştığı ve bu alandaki firma sayısının 17’den 3,500’e çıkması, gelecek için ne kadar umut verici bir tablo sunduğunun göstergesi. Şaşırtıcı olan bir diğer nokta ise, geçmişte gemi projelerinde yalnızca taşeron olarak yer alan firmaların, şimdi uluslararası arenada söz sahibi olmaya başlamış olması. Türkiye, savunma sanayisinde bağımsızlık hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerleyecek gibi görünüyor!