Gazze'deki savaştan kaçan Filistinlilerin Mısır'a sığındığı dram dolu hikayeler; başlarda sıradan bir yaşam umuduyla sonlanmayan yollara dönüşüyor!
Gazze'deki savaş, yürekleri dağlayan bir drama dönüşürken, yüz binlerce Filistinli bu çatışmadan kaçmak için Mısır topraklarına adım attı. İçinde Mona'nın da olduğu bu sığınmacılar, Mısır'a gelir gelmez birçok zorlukla karşılaştılar. Kendilerine doğru düzgün bir yaşam kurmak için çabalayan bu insanlar, kaybettikleri her şeyin derin acısını yaşıyorlar. Mona, çocuklarına umut vermek için elinden gelen her şeyi yapmayı deniyor ama memleketinden, yeni hayatından ve temennilerini süsleyen geleceğinden mahrum kalmanın acısı yüreklerini dağlıyor.
Sığınmacılar, yersiz yurtsuz kalmanın getirdiği duygusal zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, Mısır'daki dayanışma ruhu da bir nebze olsun rahatlama sağlamaya çalışıyor. Mısır halkı, Filistinli ailelere kucak açarak, onlara yiyecek, giyecek ve barınma konusunda destek sağlıyor. Ancak bu yardımlar yetersiz kalıyor ve sığınmacıların her geçen gün artan ihtiyaçları karşılanmakta güçlük çekiyor. Mona ve diğer sığınmacılar, ülke içinde belirsizlikle dolu bir yaşamın yanı sıra, çocuklarının eğitimini nasıl sürdüreceklerini düşünmek zorundalar.
Mona'nın hikayesi, bizlere savaşın sadece bir coğrafyada değil, aynı zamanda insan ruhunda da açtığı yaraların derinliğini hatırlatıyor. Çocukları için daha iyi bir gelecek hayali kuran yüzbinlerce insan, her gün hayata tutunmaya çalışarak, her yeni günün yeni umutlarla dolu olmasını bekliyor. Ancak bu umutların yanında, savaşın yarattığı travma ve belirsizlik de peşlerini bırakmıyor.
Sığınmacıların Mısır’daki mücadeleleri sadece fiziksel değil, ruhsal bir savaşı da içeriyor. Onların hikayeleri, dünyanın pek çok bölgesinde yankı bulurken, yaşadıkları dramlar ve kayıplar, uluslararası toplumun dikkatini çeken önemli bir konu haline geliyor. Filistinlilerin korunması, sadece bir bölgesel sorun değil, evrensel insani bir sorundur. Sığınmacıların yaşadığı her an, insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden biri olarak kaydediliyor.
Son olarak, her gün çok sayıda insan çatışmaların ortasından kaçmak zorunda kalırken, sığınmacılık bir realite olarak varlığını sürdürüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, günümüzde dünya genelinde 80 milyondan fazla insan, savaş, zulüm veya insan hakları ihlalleri nedeniyle yerinden edilmiştir. Mısır'daki durumun aciliyeti, uluslararası toplumun bu sorunlara duyarsız kalmaması gerektiğinin bir göstergesidir. Unutulmaması gereken bir gerçek var; her insan en iyi yaşamayı hak ediyor, savaş ve gözyaşı içinde değil!
Gazze'deki savaştan kaçan 100 binden fazla Filistinli, Mısır'a sığındı. Mona da onlardan biri. Ancak çocuklarına, memleketine ve geleceğe dair geçmeyen bir ...